Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkeler, uzun süredir tartışılan ve kriz durumlarına yönelik düzenlemeler içeren ortak göç ve iltica kurallarında anlaşmaya vardı.
AB Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin temsilcileri bugün Brüksel'de büyükelçiler düzeyinde yaptıkları toplantıda, Göç ve İltica Anlaşması'nın son unsuru üzerinde uzlaştı.
Anlaşma ne getiriyor?
"Sığınma ve Göç Paktı" olarak adlandırılan anlaşma, 2015-2016 mülteci krizinde olduğu gibi bir AB ülkesine kitlesel bir göçmen akını olması durumunda Avrupa'nın vereceği tepkiyi düzenlemek üzere tasarlandı.
Anlaşma, üye ülkelere kriz zamanında iltica ve göçmenlik politikalarını uyarlama seçeneği tanıyor. Metin, "kitlesel" ve "istisnai" bir göçmen akını durumunda, sığınmacılar için olağan prosedürlerden daha az koruyucu bir istisna sistemi getirilmesini öngörüyor.
Yeni düzenleme, göçmen akınına uğrayan üye ülkenin sığınma prosedürlerini hızlandırabilmesi, diğer üye ülkelerden sığınmacıların bir kısmını alması ve mali yardım gibi dayanışma talebinde bulunabilmesini öngörüyor.
Anlaşma, AB'nin dış sınırlarında gözaltında tutma süresini 40 haftaya kadar uzatıyor. Anlaşma kapsamında ayrıca, yüksek mülteci akınına uğrayan devletler işlemleri hızlandırabilecek ve diğer AB üyelerinden, sığınmacıların başka yere yerleştirilmesi ya da mali yardım alınması şeklinde dayanışma katkısı talep edebilecek.
Bundan sonra üzerinde uzlaşılan metin, Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Konseyi arasında müzakere edilecek.
Geçen hafta yapılan içişleri bakanları toplantısında söz konusu unsur üzerinde İtalya ve Almanya arasındaki ihtilaf nedeniyle uzlaşılamamıştı.